Bu dönemde hem çocuğun kendisini ve dünyayı algılayışı hem de diğer insanların çocuğu algılayışı eskisi gibi değildir. Tüm bu etmenler çocuğu, bir kimlik aramaya doğru iter ve sonuçta çocuk ergenlik döneminden ya kimliğini kazanmış olarak ya da kimlik karmaşası ile çıkar. Kimlik bocalamasına yol açan etkenler 3 grupta toplanır.
1. Düşünce sistemindeki değişiklikler
2. cinsel rollerdeki değişiklik
3. meslek seçimine yönelme
DÜŞÜNCE SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER:
Ergenlik dönemiyle birlikte, ergende fiziksel açıdan olduğu kadar bilişsel açıdan ortaya çıkan değişiklikler de dikkati çekmeye başlar. Bilişsel gelişimde en son ulaşılan dönem soyut işlemler dönemidir. Bireylerin bu döneme erişme yaşları ergenlik dönemine girdiği yaşla çakışır.
Ergen için önemli olanın kendi düşünceleri ve kendisinin dünyayı algılayış biçimi olmasa da bu düşünce tarzının bir ürünü olarak ortaya çıkar. Ergen bu dönemde kendisini çok eleştirir. Kendisini çok eleştirdiği içinde herkes tarafından eleştirildiğini sanır. Sanki herkesin dikkati onun üzerindedir, herkes onun dış görünümüne çok önem verir. Ergen ben merkezci düşünce biçimi nedeniyle kendi inançlarının en doğru olduğunu sanmaktadır. Kendisini herkesten daha akıllı olarak görmektedir.
Ergenin kimliğini kazanması, bir yetişkin olabilmesi için bir yetişkin modele ihtiyacı vardır. Ancak anne-baba , öğretmen gibi yakın çevresindeki yetişkinler tarafından sürekli eleştiriliyorsa büyüklerin kendisini anlamadığını düşünür. Ergen eğer kendisine yakınlık gösteren , güvenen ve destek veren özdeşim modelleri ile karşılaşma şansına sahip olurlarsa, sağlıklı bir kimlik geliştirebilirlerdi. Aksi halde kimlik arayışı ya da kimlik karmaşası uzun yıllar devam edebilir.
CİNSEL ROLLERDEKİ DEĞİŞMELER:
Ergenlik dönemine gelindiğinde, fiziksel olarak bedende erkek ve dişi özelliklerinin belirginleşmesi ile birlikte, kadın ya da erkek cinsel rollerinin benimsenerek, kimliğe dahil edilmesi işlemi hızlanır. Günümüzde gençler arasında cinsiyet rollerine yönelik kalıp yargıların yaygın olduğu görülmektedir. Bu duruma bağlı olarak ergenler, cinsiyetler arası bir farklılık olmadığını düşünmelerine karşın, kendi cinsiyetlerine has olan özelliklerden ayrılamamışlardır. Kendi cinsiyetini reddetmeden , her iki cinsiyetin özelliklerini potansiyelleri ölçüsünde güvenli bir biçimde taşıyan bireylere androjen bireyler denir. Androjen tipler kendi cinsel kimliğine ilişkin bir rol karmaşasına düşmeden , heriki cinse ait işleri de yapabilir. Örneğin bir kadın taksi şoförü olurken bir erkek ev şlerinde sorumluluk yüklenebilir. Androjen bireylerin daha güvenli ve kendilerine olan saygılarının daha yüksek olduğu savunulmaktadır. Aileler ve öğretmenler tarafından androjen davranışların teşvik edilmesi ergenin cinsiyet karmaşasına düşmesine engelleyecektir.
MESLEK SEÇİMİNE YÖNELME:
Gençlerin meslek seçimine doğru yönelmelerine lise yıllarına yani ergenlik dönemine rastlamaktadır. Meslek seçiminin yaklaşması kimlik duygusunu da tehdit etmeye başlar.Tüm yaşamı etkileyebilecek önemli bir kara vermenin gerginliği , verilen kararın uygunluk derecesine yönelik kuşkular ergeni bir bocalama ve kimlik karmaşası içine sokar ve ergen bu karmaşayı değişik ölçülerde yaşar.
Sonuç olarak, ergene kendisini tanıması ilgi ve yeteneklerini keşfetmesi, kendisine uygun mesleğe yönelmesinde yapılan rehberlik ve bunun yanı sıra ergenin kuşku ve korkularına duyarlı, anlayışlı bir yetişkin tutumu, mesleki karar verirken geçirilen karmaşanın sürecini azaltacaktır. Böylece kimlik duygusunun gelişimi önemli bir engelle karşılaşmadan devam edecektir. Öğrenciye yakın anlayışlı bir öğretmen ve aile tutumu ile genç bu süreci doğru karalarla atlatabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder