Ergen bir erkeği ve kızı bekleyen temel gelişim görevleri şunlardır:
_ Her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkilerde başarılı olmak.
_ Erkek ve kadın toplumsal rolünü başarmak.
_ Fiziksel görünüşünü kabul etmek ve bedenini etkili bir şekilde kullanmak.
_ Ana babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığını kazanmak.
_ Ekonomik bağımsızlık güvencesini kazanmak.
_ Bir meslek seçmek ve ona hazırlanmak.
_ Evlilik ve aile yaşamı için hazırlanmak.
_ Yurttaşlık yeterliliği için gerekli zihinsel becerileri ve kavramları geliştirmek.
_ Toplumsal olarak sorumlu davranışı istemek ve yerine getirmek.
_ Davranışa rehber olarak bir değerler takımı ve bir etik (ahlak) sistemi oluşturmak.
Bir anlamda bu on gelişim görevi,başarılı bir yetişkin yaşamı için gerekli olan öğrenmelerin ve başarıların ön şartı olmaktadır.
Benlik, bir kişinin bilinçli bir şekilde kendi varoluşu olarak adlandırabildiklerinin toplamıdır. Deneyimlerden çıkartılan düzenlenmiş bir bilişsel yapı (farkındalığımız) olarak değerlendirilebilir. Bunlar kendimizi bir varlık olarak nasıl değerlendirdiğimize ilişkin fikirlerdir.
Benlik saygısı, bireyin benliği beğenme ve değerli bulma derecesidir. Her birimiz “ben böyle bir kişiyim” tarafından yapılandırılmış belirli bir benlik imgesine sahibizdir. Benlik duygusu,yalnızca ideal olarak olmak istediğiyle değil, aynı zamanda diğer insanlarla olan etkileşimde kendi benliğini nasıl gördüğüyle de ilgilidir. Bu karşılaştırma,ergenlik yıllarında daha fazla enerji ve yoğunluk taşıdığı gibi ben merkezlilik çerçevesinde kendini gösterir.
Gerçekte benlik ergenlik döneminden önce gelişmeye başlar. Benliğin gelişiminde ana baba tutumları, yaşıtlarıyla ilişkileri etkide bulunur. Ana babalar farkında olmadan, ergenin bazen daha genç çocuk gibi bir benliği oynadığı ve bazen de daha olgun yetişkin gibi bir benliği kazanma arzuları arasındaki çatışmanın kurbanları olmaktadır. Bir dönem için bu hem ana baba hem de ergen için karışıklık yaratmaktadır. Ergen, genç ve yaşlı benliği arasında gidip geldikçe,ana babalar hangi benliğe tepkide bulunacakları konusunda kararsız kalmaktadır. Bunu yalnızca zaman halledebilir ve bilge yetişkinler ergenliğin yalnızca bir büyüme dönemi olmadığını, aynı zamanda dışa açılma dönemi olduğunu da bilirler.
Fiziksel gelişim ve bireyin büyüme hızı, benlik duygusunda güçlü bir etkiye sahiptir.
Düşük benlik saygısı, güven eksikliği veya değersizlik duyguları bir genci, okul başarısızlığı, devamsızlık veya ilaç kullanımı gibi kendini yenilgiye uğratıcı davranışlara götürebilir. Ana babalar ve eğitimciler bütün bu zarar verici davranışlarla ilgilenirken, sıklıkla altında yatan duygusal konuları göz ardı ederler. Ergenlerdeki depresyon, düşük benlik saygısı ve çaresizlikle güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Her nasılsa depresyondaki ergenin bazen bunu tanımlaması zor olabilir, çünkü o, saldırgan ve dikkat çekici davranışlar gösterebilir ya da içine kapanabilir. Depresyonun ana öğesi bir süreden beri var olan değersizlik duygusudur. Kendini olumsuz bir yöne sevk edebilir, görünüşüne çok az ya da hiç önem vermeyebilir ve okulda problemler yaşayabilir. Kızgınlık patlamaları olabilir. Öğrenci okula gitmeyi reddedebilir, çünkü yetersizlik hisseder. Bütün bunlar düşük benlik değerinin yoğun bir şekilde yaşanmasına bağlı olabilir.
Düşük benlik saygısı, ana-baba ve okulun çabalarıyla değiştirilebilmektedir. Öğrencilerin cesaretlerinin kırılması yerine, riskleri göze alabilecekleri ve başarısızlıklarından öğrenebilecekleri şeklinde güven duyulmasına ihtiyaçları vardır. Başarı ya da başarısızlık çoğunlukla zeka düzeyinin yüksekliğinden çok benlik saygısı ile bağlantılıdır. Ana-baba ve öğretmenler, dereceler ya da notlara değil çabaya odaklanabilir ve destekleyici olabilirler. Gerçekliği cesaretlendirebilir ve çocuğun kızgınlığını görmezden gelebilirler. Cesareti kırılmış ve yetersizlik yaşayan birinin çevresindeki önemli kişilerden destek almadan okulda üretici olması çok zordur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder